"Münih'e az kaldı gibi bir his var içimde"
İşte bu olanca saflığın ve masumiyet dolu umutların binbir türlü tezgâhla örselendiği kimi zaman gülüp, kimi zaman üzüldüğümüz ama çok sevdiğimiz Banker Bilo filmi ne zaman karşımıza çıksa bıkmadan sıkılmadan ve hatta ilk kez gibi izleriz.
İlyas Salman'ın canlandırdığı Bilo ile Şener Şen'in canlandırdığı Maho aynı köyde yaşayan iki eski arkadaştır. Bir gün Maho işçi olarak Almanya'ya gideceğini söyleyip köyü terk eder.. Yıllar sonra klasik tüylü şapkası ve Alman bir işçiye tezat olarak fransız citroen arabasıyla ve binbir masalla köyüne döner. Dönemin politik ve siyasi ikliminden etkilenen Almanya Türk işçi alımını çoktan sonlandırmıştır ancak anadolunun ücra köyündeki saf ve masum insanlar bu durumdan bihaberdir. Kendi köyündeki saf nüfus potansiyelinin en çok farkında olan kişi ise Maho'dur. Köylüleri Almanya'da işçi olma vaadiyle dolandırmayı kafasına koymuştur. Köylülerden yüklüce para alan Maho eski bir kamyon kasasında umutlarını ziyan eden hemşehrilerini sözde Bulgar ve Alman sınırlarından geçirerek İstanbul'un kuş uçmaz kervan geçmez yerlerinden birine bırakır. Korku içinde elini tuttuğu arkadaşı İbrahim'le Eminönü'de Münih arayan Bilo yaşadığı şokun etkisiyle arkadaşını da kaybeder. Münih'e gitme hayalleri ile terk ettiği köyünden kilometrelerce uzakta ve tek başına İstanbul'dadır artık. Amelelik, sigara satışı, manavlık derken hem şehrin yazılı olmayan kurallarını öğrenir hem de bu çarkın dişlisi olma yolunda ilk tecrübelerini yaşar.
Film bu ya günün birinde koca İstanbul'da Maho'ya rastlar. "Sor bir hele niye yaptım" döngüsü başlamıştır artık. Bilo her defasında Maho'ya kandıkça biz de bu saflıkla kazık yemeyi hak ettiğini düşünürüz ister istemez. Maho istifçilik yaptığı deponun başına Bilo'yu geçirir.. Patron olduğunu sanan Bilo aslında türlü düzenbazlık ve vergi kaçakçılığının odağındadır artık. Çok geçmeden hapse düşer ama Maho yine Bilo'yu kazıklar ve ziyaretine asla gitmez. Hapisten çıkınca film matematiğini etkilemeyecek bir tesadüfle kaybettiği arkadaşı İbrahim'i bulan Bilo bu sayede yavuklusu Zeyno'ya ulaşmak ister. İbrahim'den avantası karşılığında kendisine iş bulmasını ister. Ne tesadüf ki İbrahim'in bulduğu iş yerinde çalışan ve Bilo'yu işe öneren zeyno'nun babasının da çalıştığı firma Bilo hapiste yatarken servetine servet katıp zenginleştikçe zenginleşen Maho'nundur.
Maho yine boş durmaz. Keza Bilo'nun gönülden sevdiği Zeyno çoktan beri Maho'nun metresidir. Maho binaya göz kulak olma bahanesiyle Bilo'yu kapıcı yapar ve hatta dikkat çekmemek için Zeyno ile Bilo'ya nişan bile yapar. Son noktada Zeyno'yu Bilo'nun hayalleriyle örtülü kapıcı dairesine bile atmaktadır artık. Tüm bunları acı bir şekilde öğrenen Bilo yine de saflığını ve iyiliğini korur. Bir meşrubat işi için yurtdışına gitmesi gereken Maho vekaletname vererek yerine Bilo'yu bırakır. Bunu fırsat bilen Bilo acı tecrübelerle öğrendiği şehrin yazılı olmayan kurallarını kendine göre uyarlar ve Maho'ya ait ne varsa elinden alır ve bu sayede intikamını alır. İşte karşınızda namussuz Bilo diyerek noktayı koyar.
Sonrasında Dolap Beygiri ve Şekerpare filmlerinde de izleyeceğimiz karakter dönüşümlerinin ve müthiş paslaşan iki usta aktörün efsane film yürüyüşü bize yıllar yılı bitmeyen bir seyir zevki de sunar..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kim?
Ufuk Kurt/1983/İstanbul Bağımsız, karşılıksız ve kişisel sinema anlayışıyla kendi senaryolarımı filme çekiyorum. "Ölüm Düşleri...
-
Sinemamızın tarihinden başlayarak ilerleye ilerleye geldik 70’lere. 60’lı yıllardaki Türk sinemasının tadına halen doyulmadığını söyleyebili...
-
Daha önceki yazılarda bahsettiğimiz gibi 1920 ve 30'lu dönemlerde daha çok tiyatro oyuncularının ve eserlerinin hakim olduğu bir sinema ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder