1 Temmuz 2018 Pazar

Zaman makinesi mi makine zamanı mı?


Kendi arabamla yolda gidiyorum.. Şimdi Beyoğlu'ndan aşağı doğru iniyorum.. Sola döndüm ve unkapanı köprüsünü gördüm. Köprüden geçiyorum teyip açık ve bu şarkıyı çok seviyorum "ışıl german - aşkın kederi." Aksaray yenikapı istikametinde ilerliyorum.. Sahile döndüm ve işte deniz kenarından ilerlemeye başladım. Kıyıda irili ufaklı balıkçı tekneleri ve bir kaç terk edilmiş gemi.. Bir kaç insan fotoğraf çekiyor ve kimiler piknik yapmakta.. Ama huzursuzum.. Belki de bu zamanın insanı olmamakla ilgili bu.. Aniden durdum.. Dörtlüleri yaktım. Bekliyorum, bir yandan da etrafıma bakıyorum. Herkes ya da hiç kimse.. Kendi kendime konuşmaya başladım..

- : ulan şimdi bu şarkıyı 70'ler de o siyah beyaz hatıralarda dinlemek vardı..
     Ve hatta hüzünlenmek ve sevmek zamanı filmini izlemek.. Tekrar ve ilk kez izler gibi...

Akılalmaz bir sağanak başladı silecek fayda etmiyor. Nasıl oldu bu bir anda? Savrulmaya başladım adeta bir yaprak gibi ve arabanın camlarından çıktım adeta bir kaza anı gibi.. Şimdi farkında vardım oysa ben durmamışım.. Hatta çok daha hızlanmışım. Çarptığım duvarda yok olup bir arındım yağmurdan ama üstüm sırılsıklam bir sahil kıyısında buldum kendimi.. Herkes bana bakıyor. Şarkı bitmemiş ve bir şey olmamış gibi. Ama yüzlerce farklı insan ve hepsi kumsalda  serinip oturmuşlar. Kimileri yüzüyor, kimileri yelpaze sallıyor ve bir de şu kızların belindeki şey neydi? Dans ederek çeviriyorlar.. Hulahop muydu? Eski bir filmde görmüştüm. Ama neden herkes bana bakıyor? Telefonum nerede? Neden canım hiç acımıyor? Çarptığım duvar nerede? Nerede o evler, arabalar, dükkanlar ya da gemiler? Kıyıdan çıktım yürümeye başladım. Bir yaşlı amca.. Sanki çoktan ölmüş gibi ama gazete okuyor. Gözüm tarihe ilişti.. Yıl 1976. Artık geçmişteydim. Buna inanamıyordum. Korkuyordum ama içimde tarifsiz bir mutluluk ve heves vardı. Hey insanlar diye bağırdım. Beni dinleyin!! inanın bana çok eğleneceğiz. Ben her şeyi biliyorum hem de her şeyi.. Çünkü gelecek benim.

Bu bir zaman makinesi miydi? Makine zamanı mıydı? Bilmiyordum ama 1976 yılındaydım.. Doğum yılıma 7 yıl vardı ve ben çok mutluydum..

İşte şimdi o eski caaanım yeşilçam filmlerini ilk kez izliyormuşcasına yeniden izleme vakti..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kim?

Ufuk Kurt/1983/İstanbul Bağımsız, karşılıksız ve kişisel sinema anlayışıyla kendi senaryolarımı filme çekiyorum. "Ölüm Düşleri...