14 Ocak 2018 Pazar

# Film Analizleri; Düttürü Dünya

Umur Bugay'ın yazdığı ve Zeki Ökten'in yönettiği 1988 yapımı bu filmde Ankara'nın soğuk ve sıkıcı atmosferi filme oya gibi işlenmiş. Mehmet'in sanatçı ruhu ile varoş bir yaşam mücadelesi vermesi ve hayata dair umutlarını klarnetine işlemesi filmin alt metniyle izleyiciye sunduğu müthiş anlatımı üst seviyeye taşımıştır. Sevgili Zaim Güvenç, Cezmi Baskın, Birsen Dürülü ve Orhan Çağman'ı da anmadan geçmek olmaz.

Ankara’nın yoksul gecekondu semtlerinin birinde oturan Mehmet geceleri klarnet çalarak hayatını kazanmaktadır. Biri özürlü üç çocuğu ve karısını geçindirebilmek için, çeşitli ek işler yaparak yaşamını sürdürür. Oturduğu gecekonduyu, kayınbiraderi bir müteahhite satınca, yaşamı iyice alt üst olur.

Kemal Sunal'ın komedi filmlerinden sıyrılıp toplumsal filmlere geçiş yaptığı zamanlara denk gelen bu film sistem eleştirileri ile de oldukça etkili mesajlar vermiştir. Zaim Güvenç'in müthiş rol kabiliyeti de filme ayrıca renk katmıştır. En ufak sahnede bile ince ince işlenmiş alt mesajlar vardır adeta. İşçilerin inşaatta kolaya ekmek doğraması, kayınbiraderin elindeki poşetten bir mandalina vermesi ve Mehmet'in bu mandalinayı tam yiyecekken aile arasında pay etmesi oldukça etkileyici sahnelerden bir kaçıdır.

Ayrıca assolist gelmeyince müşterileri oyalamak için eski bir pehlivan olan kapıcının sandalye ile güreş tuttuğu sahnedeki orijinallik sanırım dünya sineması için de çok uç bir noktadır.  Mehmet'in zihinsel engelli çocuğunun karlı ve gri bir Ankara ayazında çalı çırpı toplayışı, yine aynı zihinsel engelli çocuğun komşulardan birinin karısı evden kaçınca "Ahmet amcanın karısı kaçtı" diye trajikomik sevinci, evin büyük kızının -ki bu rolü Birsen Dürülü harika oynamıştır- biriktirdiği parayı komşunun sol görüşleri sebebiyle hapiste olan oğluna tamamen ideolojik sebeplerle yollaması, gündeliğe giden kadınların aldıkları paranın azlığına isyanları insanı hüzünden hüzne salar.

Rivayet o dur ki sevgili Kemal Sunal'ın en sevdiği filmi bu filmdir. Bunda da haklı olduğunu düşünüyorum. Filmin sonunda  her şey bitmişken Mehmet klarnetini alır, oğlu tef çalar. Öylece giderler soğuk ve umutsuz bir şekilde. Bu sahne filmin adeta sembolü gibidir. Ne olursa olsun Mehmet bir duygu adamıdır ve acısını da klarnetiyle yaşar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kim?

Ufuk Kurt/1983/İstanbul Bağımsız, karşılıksız ve kişisel sinema anlayışıyla kendi senaryolarımı filme çekiyorum. "Ölüm Düşleri...