14 Ocak 2018 Pazar

# Film Analizleri; Gölge Oyunu

Yavuz Turgul'un farklı bir sinema dili kullandığı 1992 yapımı film özellikle masalsı anlatımıyla dikkat çekmiştir. 

Mahmut (Şevket Altuğ) ve Abidin (Şener Şen) bir pavyonda çalışmaktadırlar. Mahmut dürüst bir gençtir. Abidin ise tersine hırsız, yalancı ve çapkındır. Bu arada Sülo adlı bir komisyoncu pavyonda çalışması için patrona Kumru (Larissa Litichevskaya) isimli bir kız getirir. Gazinonun patronu, kızın sağır ve dilsiz olduğunu anlayınca onu kovar. Mahmut ona sahip çıkar ve Abidin’le birlikte yaşadıkları eve götürür. Patron Sülo’ya komisyon olarak verdiği parayı çıkartabilmek için Kumru’yu sigarayla çiçek sattırarak çalıştırmaya başlar. Mahmut, Kumru’nun yanında taşıdığı fotoğraftan Zeliha adındaki annesini aradığını anlar ve ona yardım eder. Sonunda Kumru’nun annesinin hapiste olduğunu öğrenirler. Abidin ile Mahmut, Kumru yüzünden kavga ederler ve arkadaşlıkları sona erer. Abidin yeni bir ortakla başka bir pavyonda çalışmaya başlar ama mutsuzdur ve içindeki bunalım onu intihara kadar sürükler. Mahmut, Abidin’in hayatını kurtarır. Ortaklığa yeniden başlarlar. Bu arada Kumru’nun annesini ziyaret ederler. Annesi de aynı kızı gibi sağır ve dilsizdir. Mahmut Kumru’yu sever ve ilk kez bir genç kızla birlikte olur. Ertesi gün uyandığında Kumru’yu bulamaz ve Abidin’le birlikte her yerde ararlar. Pavyona döndüklerinde hiç kimsenin Kumru’nun varlığından haberleri bile olmadığı yanıtını alırlar. Akıllarına birlikte çektirdikleri bir fotoğraf gelir. Fotoğrafa baktıklarında Abidin ve Mahmut dışında hiç kimsenin olmadığını görürler. Olanların ya da olmayanların bir düş mü yoksa gerçek mi olduğuna anlam veremezler. Ama dışarıda yaşam sürmektedir...

Bu filmi ilkokul çağlarındayken o zamanlar kültür ve sanat dolu yayınlar yapan TRT 2'de izlemiştim. O zamanki teknolojinin kısıtlı olması sebebiyle de daha sonra yeniden izlemek için yıllarca beklemek zorunda kalmıştım. Geçen yıllar içinde dünya çok değişti. Artık hayatımızı abluka altına alan teknolojik gelişmelerin iyi yanları da var elbette. Ben yıllar önce Gölge Oyunu filmini izlerken yaşadığım duyguyu yıllar sonra Hokkabaz filminde yine yaşadım. Cem Yılmaz'ın Hokkabaz filmini yazarken kesinlikle Gölge Oyunu filminden olumlu ve hayranlık duyacak şekilde etkilendiğini düşünüyorum. Bazen olur bu yani bir filmi izlerken bir başka filmle bağ kurar insan.. Bu da böyle bir düşünce olabilir. 

İskender ve Maradona sahne arkadaşıdırlar. Aynı Mahmut ve Abidin gibi.. İkiside bir gün daha meşhur ve başarılı olmak ister. Aynı Mahmut ve Abidin gibi. Mahmut ve Abidin'in hayatına Kumru dokunur. İskender ve Maradona ise ansızın Fatma ile karşılaşır.  Bana bu olay örgüsü hep iki filmi birbirinin ruh ikizi gibi olduğunu hissettirir. Bu bence kişisel bir yansımadır. Emin olduğum tek şey iki filminde çok başarılı olduğudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kim?

Ufuk Kurt/1983/İstanbul Bağımsız, karşılıksız ve kişisel sinema anlayışıyla kendi senaryolarımı filme çekiyorum. "Ölüm Düşleri...